You are currently viewing Yahya Efendi Sokağı Hamal Taşı
<span class="bsf-rt-reading-time"><span class="bsf-rt-display-label" prefix="Okuma Süresi"></span> <span class="bsf-rt-display-time" reading_time="2"></span> <span class="bsf-rt-display-postfix" postfix="Dakika"></span></span><!-- .bsf-rt-reading-time -->

Yahya Efendi Sokağı Hamal Taşı

Altı asrı üç kıtada kucaklayan Osmanlı Devleti’nin sayısız incelliğinden bir başkası;hamal taşları,yokuşlarda,şadırvan ve çeşme yanlarında bulunan, alt tarafından hamalların çeşme başından yükünü kolayca çıkartıp yüklenebilmesi için tasarlanmış yerden yaklaşık 1,5 metre yükseklikte inşa edilen taşlardır.

-Osmanlı’da hamallar:

Hamallık Osmanlı döneminde oldukça önemli iş kollarından bir tanesi. Gümrüklerden limanlara, şehir merkezlerindeki pazarlardan meyhane kapılarına kadar her yerde çalışan hamallar, Osmanlı ahilik teşkilatında kayıtlı büyük bir meslek grubu. Bu meslek grubu kendi içerisinde sırık hamalı, küfe hamalı, sedye hamalı gibi çeşitli kollara ayrılıyor. Örneğin şehre gelen kimi insanları sedye hamalları taşıyor. Sırık hamalları bir hamalın kaldıramayacağı bir yükü sırık vasıtasıyla dört veya daha fazla hamalla kaldırıyor. Küfe hamalları ise bir küfe yardımıyla pazarda sebze, meyve taşıyor. Şehrin bir çok bölgesinde çalışan hamalların aynı zamanda bir sigorta sistemi var. Taşımalarından belirli bir ücret kesiliyor ve bu ücret hamalların esnaf sandığına aktarılıyor. Herhangi bir hamal hastalandığında, sakatlandığında işe gelmese dahi bu sandıktan günlük yövmiyesini alıyor. Toplum içerisinde hamallık o kadar yaygın ve etkin ki siz evininizi taşımak isteseniz dahi kendiniz taşıyamıyorsunuz. Bir hamala taşıtmak zorundasınız. Kendinizin taşıyacağı eşyaların bir kilo sınırı bulunuyor. Ünlü seyyah Willy Sperco, “Yüzyılın Başında İstanbul” kitabında bu durumu şöyle anlatıyor:“Fakir olsanız bile, kendinize ait ağır bir bavulu sırtınızda taşıyamazdınız. Ailenizin yardımıyla eşyanızı bir arabaya yükleyemezdiniz. Yalnız mahallenin hamalları bu hakka sahiptiler ve nakliye ücretlerini de kendileri saptarlardı. Hamalların başkanı gelir, eşyanızı incelerdi.”

-Küfelik olmak deyimi :

Osmanlı’da kimi meyhanelerin önünde bekleyen küfe hamalları mevcut. Özellikle Galata civarındaki meyhanelerde bekleyen bu hamallar meyhaneden çıkan sarhoş insanları evlerine taşıyor. Küfelik olmak deyimi de buradan geliyor. Bu meyhaneler bir nevi hamalların gece mesaisi.

KAYNAKLAR:1-http://www.evkaf.org/site/sayfa.aspx?pkey=1154#:~:text=Hamal%20ta%C5%9Flar%C4%B1%2C%20%C5%9Fad%C4%B1rvan%20ve%20%C3%A7e%C5%9Fme,g%C3%BCzel%20%C3%B6rneklerinden%20biridir%20hamal%20ta%C5%9F%C4%B1

2-Toplumsal Tarih Dergisi Sayı 319

3-Emek ve Toplum Dergisi Sayı 3

FOTOĞRAFLAR:@kantmansarp

|Yahya Efendi Sokağı Hamal Taşı|

Altı asrı üç kıtada kucaklayan Osmanlı Devleti’nin sayısız incelliklerinden biri;hamal taşları,yokuşlarda,şadırvan ve çeşme yanlarında bulunan, alt tarafından hamalların çeşme başından yükünü kolayca çıkartıp yüklenebilmesi için tasarlanmış yerden yaklaşık 1,5 metre yükseklikte inşa edilen taşlardır.Fotoğrafta da görüldüğü gibi Yahya Efendi Sokağı yokuşunun bitimindeki çeşmenin yanına koyulmuş bir hamal taşı.

-Osmanlı’da hamallar:

Hamallık Osmanlı döneminde oldukça önemli iş kollarından bir tanesi. Gümrüklerden limanlara, şehir merkezlerindeki pazarlardan meyhane kapılarına kadar her yerde çalışan hamallar, Osmanlı ahilik teşkilatında kayıtlı büyük bir meslek grubu. Bu meslek grubu kendi içerisinde sırık hamalı, küfe hamalı, sedye hamalı gibi çeşitli kollara ayrılıyor. Örneğin şehre gelen kimi insanları sedye hamalları taşıyor. Sırık hamalları bir hamalın kaldıramayacağı bir yükü sırık vasıtasıyla dört veya daha fazla hamalla kaldırıyor. Küfe hamalları ise bir küfe yardımıyla pazarda sebze, meyve taşıyor. Şehrin bir çok bölgesinde çalışan hamalların aynı zamanda bir sigorta sistemi var. Taşımalarından belirli bir ücret kesiliyor ve bu ücret hamalların esnaf sandığına aktarılıyor. Herhangi bir hamal hastalandığında, sakatlandığında işe gelmese dahi bu sandıktan günlük yövmiyesini alıyor. Toplum içerisinde hamallık o kadar yaygın ve etkin ki siz evininizi taşımak isteseniz dahi kendiniz taşıyamıyorsunuz. Bir hamala taşıtmak zorundasınız. Kendinizin taşıyacağı eşyaların bir kilo sınırı bulunuyor. Ünlü seyyah Willy Sperco, “Yüzyılın Başında İstanbul” kitabında bu durumu şöyle anlatıyor:“Fakir olsanız bile, kendinize ait ağır bir bavulu sırtınızda taşıyamazdınız. Ailenizin yardımıyla eşyanızı bir arabaya yükleyemezdiniz. Yalnız mahallenin hamalları bu hakka sahiptiler ve nakliye ücretlerini de kendileri saptarlardı. Hamalların başkanı gelir, eşyanızı incelerdi.”

-Küfelik olmak deyimi :

Osmanlı’da kimi meyhanelerin önünde bekleyen küfe hamalları mevcut. Özellikle Galata civarındaki meyhanelerde bekleyen bu hamallar meyhaneden çıkan sarhoş insanları evlerine taşıyor. Küfelik olmak deyimi de buradan geliyor.