“Zihinle Evrene Direnmek: Stoacılığın Doğuşu”

İnsan, varoluşunun en ilk katmanlarında bile, anlam arayışının sessiz ama keskin yankısıyla doğar. Dünya, hiçbir zaman tamamıyla bizim olmayan; değişen, çözülen, yeniden kurulan bir sahnedir. Gözümüzün önünde çürüyen çiçeklerden, yiten dostluklara; ölümle çizilmiş kader çizgilerinden, umutsuzluğa savrulmuş hayallere kadar, her şey bir belirsizlik bestesi içinde salınır. Bu belirsizlik, yalnızca bir dış dünyayı değil, insanın iç âlemini de yıkar, ezer ve…

“Zihinle Evrene Direnmek: Stoacılığın Doğuşu” için yorumlar kapalı